22 Ara 2024
BT Content Showcase - модуль joomla Книги

NSU davasında baş sanık Zschaepe'ye ömür boyu hapis

ALMANYA
Typography

BERLİN

Almanya’da 8’i Türk 10 kişiyi öldürmek, bombalı saldırılar düzenlemek ve banka soygunları gerçekleştirmekten yargılan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü üyesi Beate Zschaepe, ömür boyu hapse mahkum edildi. 

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde 5 yılı aşkın süredir devam eden davaya bakan heyetin başkanı Manfred Götzl, 438. duruşmada kararı açıkladı.

Mahkeme heyeti, NSU’nun işlediği cinayetlerde ve diğer suçlarda suç ortaklığı yapan ve terör örgütü üyesi olan Zschaepe’ye ömür boyu hapis cezası verdi.

NSU terör örgütüne yardım ve yataklıktan suçlu bulunan Ralf Wohlleben'e 10, Andre Emminger'e 2,5 ve Holger G.'ye 3 yıl hapis cezası verildi.

Dava sürecinde suçunu itiraf eden Carsten S. gençlik yasalarına uyarınca 3 yıl hapisle cezalandırıldı.

Salonda izleyici olarak bulunan neonazilerin, savcılığın 12 yıl hapis cezası talep ettiği Andrea Emminger'in 2,5 yıla mahkum edilmesini alkışlaması, mahkeme heyetinin tepkisini çekti.

Duruşmadan notlar

6 Mayıs 2013'te başlayan ve Almanya'da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en uzun mahkeme süreçlerinden biri olan NSU davasının son duruşmasını izlemek üzere bazı izleyiciler, gece 22.00'de sıraya girdi.

Duruşmayı AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, Nürnberg Başkonsolosu Yavuz Kül, Münih Başkonsolosu Mesut Koç, Almanya İslam Konseyi Başkanı Burhan Kesici, İslam Toplumu Milli Görüş Genel Sekreter Yardımcısı Ali Kızılkaya, Bavyera Eyaleti Başkanı Peter Küspert de izledi.

Siyah bir kıyafet giyen baş sanık Zschaepe'nin avukatıyla sohbet ettiği görüldü.

Duruşmayı neonazi olarak bilinen Lutz Giessen, Peter Rausch ve Christian Ruasch da izleyici locasından takip etti. Neonazilerin siyah kıyafetler giymeleri dikkati çekti.

Dışişleri Bakanlığı kararı "tatmin edici" bulmadı

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesi, çeşitli bombalı saldırılar ve silahlı soygun suçlarının faili olan "Nasyonal Sosyalist Yeraltı" isimli Neo-Nazi terör örgütünün üye ve destekçilerinin 5 yıldır devam eden yargılama sürecinin bugün sona erdiği hatırlatıldı. 

Almanya'da 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük ırkçı terör faaliyeti olarak tanımlanan davaya ait sürecin, Türkiye ve Almanya Türk toplumu tarafından en başından beri yakından takip edildiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Söz konusu dava sonucunda baş sanığın müebbet hapis cezasına ve diğer 4 sanığın ise değişen süreli hapis cezalarına çarptırılmalarını not ettik. Bununla birlikte, maalesef bugün verilen karar NSU cinayetlerinin arka planını ve derin devlet ile istihbarat içindeki bağlantılarını tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturmamış, gerçek suçlular ortaya çıkarılmamıştır. Bu bakımdan kararı, adaletin tecellisi ve kamu vicdanının rahatlatılması bakımından tatmin edici bulmuyoruz. Soruşturmaların başlangıç aşamalarında pek çok ön yargıyla karşılaşan ve mağdur edilen kurban aileleri ile Almanya'daki Türk toplumunun duyguları, henüz dinmemiş acıları milletimizce paylaşılmaktadır.

Bu vesileyle, NSU cinayetleri gibi, 1985 yılında Hamburg, 1992 yılında Mölln, 1993 yılında Solingen'de Türklere karşı düzenlenen ırkçı saldırıların da zihinlerimizde tazeliğini koruduğunu hatırlatmak isteriz. Şansölye Merkel'in 2012 yılında verdiği söz çerçevesinde NSU cinayetlerinin ve diğer faili meçhul kalan, ırkçı, yabancı düşmanlığı saikli cinayetlerin faillerinin tamamının adalete teslim edilmesi, Almanya'daki Türk toplumunun devletin güvenlik ve yargı kurumlarına güvenlerinin güçlendirilmesi bakımından önem taşımaktadır. Bundan sonraki aşamada da konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz."

Açıklamada ayrıca, Almanya'daki ırkçılık ve yabancı düşmanlığının zirve noktalarından birisini teşkil eden NSU cinayetlerinin benzerlerinin tekrarlanmaması ve Avrupa'da artan ırkçılıkla mücadelenin taviz verilmeden yürütülmesi için Alman makamlarından her türlü tedbiri almalarının istenerek, bu kapsamda özellikle siyasetçilerin ve medyanın popülizme kapılmadan aklı selimle hareket etmeleri gerektiğinin önemine vurgu yapıldı.

NSU Davası

Almanya'da 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, 2 bombalı saldırı ve 15 banka soygunu yapmakla suçlanan NSU terör örgütü üyelerinin varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 4 Kasım 2011'de tesadüf sonucu ortaya çıkmıştı.

NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş ve intihar ettikleri öne sürülmüştü. 

Münih Eyalet Yüksek Mahkemesinde 2013'ten bu yana görülen davada, NSU terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla yargılanan Zschaepe, NSU üyelerinin son kullandıkları hücre evini ateşe verdikten birkaç gün sonra polise teslim olmuştu. 

Davada, aralarında NSU terör örgütünün hayattaki tek üyesi Beate Zschaepe ile örgüte yardım ve yataklık yapmakla suçlanan Wohlleben, Emminger, Holger G. ve Carsten S. yargılandı.