Avrupa'nın en büyük tema parkı olma özelliğini taşıyan Ankapark, "Wonderland Eurasia" ismiyle 20 Mart Çarşamba günü kapılarını ziyaretçilerine açacak.
Wonderland Eurasia Genel Müdürü Cem Uzan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce 25 Mart'ta açılışını yapacaklarını duyurdukları parkın açılışını öne çektiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla açılışı gerçekleştirmek istediklerini ifade eden Uzan, "Bütün oyuncakları tek tek test ederek çalıştırdık. 20 Mart itibarıyla halkımızı bekliyoruz. Parkta 26 büyük oyuncak, 180 orta büyüklükte olmak üzere toplamda 2 bin 117 oyuncak, 1 milyon 300 bin metrekare toplam alanımız, 13 büyük kışlık ve yazlık kullanabililen oyun çadırlarımız var." diye konuştu.
"Hedef Yıllık 5 milyon ziyaretçi"
Giriş ücretini 25 lira olarak belirlediklerini aktaran Uzan, Wonderland Eurasia'ya ilk yıl 5 milyon ziyaretçi getirmeyi hedeflediklerini, sonraki yıllarda bu hedefi geçmeyi planladıklarını kaydetti.
Uzan, "Günümüz teknolojilerinin en son örneklerinin kullanıldığı ve yeşil alanlarının bolluğuyla nefes alabileceğiniz tema park hem başkente ve tüm Türkiye'ye değer katacak hem de 5 milyon turiste yapacağı ev sahipliğiyle iç ve dış turizme önemli katkıda bulunacak. Parkın hizmete girmesiyle ilk aşamada bin 400 kişiye istihdam yaratarak, ülke ekonomisine de büyük katkı sağlanacak." şeklinde konuştu.
"Bir günde gezmek imkansız"
Her yaştan ziyaretçinin ve ailelerin eğlenmesi ve hoşça vakit geçirebilmesi için hazırlanan eğlence ünitelerinin unutulmaz anılara da ev sahipliği yapacağına dikkati çeken Uzan, Wonderland Eurasia'nın nostalji kadar hayal dünyasına kaçışı, botanik çeşitliliği ile ayrıca özel ve ilginç bir dünyanın içinde yeni heyecanlar yaşatacağını vurguladı.
Wonderland Eurasia'yı bir günde gezmenin neredeyse imkansız olduğuna değinen Uzan, "Bu doğrultuda yerli ve yabancı misafirlerin konaklama ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Crowne Plaza da park bünyesine dahil edildi." ifadelerini kullandı.
Ankara
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Facebook, Instagram ve Whatsapp servislerinde global seviyede sorunlar yaşandığını ve Türkiye'de de kısmen hissedildiğini bildirerek, "Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi @trcert ekiplerimiz siber olayları ve hizmet sürekliliğini 7/24 takip etmektedir." ifadesini kullandı.
Sayan, twitter hesabından sosyal iletişim ağlarında yaşanan sorunlara ilişkin paylaşımda bulundu.
Facebook, Instagram ve Whatsapp servislerinde global seviyede sorunlar yaşandığını ve bu durumun kısmen Türkiye'de de hissedildiğini belirten Sayan, Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi @trcert ekiplerinin siber olayları ve hizmet sürekliliğini 7/24 takip ettiğini kaydetti.
ANTALYA - Hatice Özdemir Tosun
Antalya'da yetiştirilen yenilebilir çiçekler, yemeklere, salatalara ve tatlılara hem görsellik hem lezzet katarken, 14 Şubat Sevgililer Günü hediyesi olarak da ilgi görüyor.
Serik ilçesinde yaklaşık iki dönümlük alanda üretilen latin, elektrik, deniz yıldızı ve mor gibi türlerine göre farklı isimleri bulunan 10 çeşit yenilebilir çiçek, 5 yıldızlı otellerin ve lüks restoranların sofralarını süslüyor.
Üretimi gerçekleştiren Erüst Tarım Pazarlama Direktörü Burak Akbulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çiçeklerin farklı aromalar içerdiğini söyledi. Tere ve roka karışımı tadındaki latin çiçeğinin balık ve salatalarda kullanıldığını dile getiren Akbulut, menekşe ile mor ve beyaz violanın da genellikle tatlı ve pasta süslemelerinde tercih edildiğini belirtti.
Fasulye çiçeğinin bakliyat tadında olduğunu, tüm yemeklerde kullanılabildiğini kaydeden Akbulut, fesleğen çiçeğinin ise en fazla salatalara ve özellikle et yemeklerine çok yakıştığını anlattı.
"En çok elektrik çiçeği ilgi görüyor"
Tüketicilerin en fazla ilgiyi elektrik çiçeğine gösterdiğini belirten Akbulut, "Elektrik çiçeğimiz çok meşhur. Onu yediğimiz zaman ağzımızda ufak iğnelenmeler yapmakta ve hafif uyuşukluk oluşmakta. Çiçekteki aroma tükürük bezinin daha fazla çalışmasını sağlıyor. Bundan sonra yemiş olduğumuz tatların aromasını daha yoğun bir şekilde alabiliyoruz." diye konuştu.
Elektrik çiçeğinin genellikle patates üzerine rendelenip fırında pişirildiğinde çok güzel bir tat oluşturduğunu anlatan Akbulut, bu tarifi herkese önerdi.
Yenilebilir çiçekleri özellikle 5 yıldızlı otellerin ve lüks restoranların aşçılarının çokça kullandığını ifade eden Akbulut, ürün çeşidinin artırılması yönünde talep aldıklarını belirtti. Akbulut, "Bizden daha fazla çeşit üretmemizi istiyorlar. Biz de daha farklı tatlar için Ar-Ge çalışmalarımızı devam ettiriyoruz, farklı lezzetler üzerinde denemeler yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Rusya ve Arap ülkelerine ihraç ediyoruz"
Ürettikleri yenilebilen çiçeklerin geçmişte Türk mutfağında bulunduğunu dile getiren Akbulut, unutulan tatları yeniden sofralara taşıdıklarını söyledi.
Üretilen yenilebilir çiçeklerin büyük bir bölümünün iç piyasada satıldığını anlatan Akbulut, "Geçen yıl 80 bin paket satış gerçekleşti, bu yıl 100 bin paketin üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Yaklaşık yüzde 20 civarında ihracatımız var. Geçen yıl 16 bin paket yurt dışına satış yaptık. Özellikle Rusya ve Arap ülkelerine ihraç ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Firmanın ürettiği yenilebilir çiçekler, 14 Şubat Sevgililer Günü'nün hediyeleri arasına da girdi.
Salatalara, tatlılara, yemeklere görsellik ve lezzet katan çiçekler, sevgilileri de büyülüyor.
RİZE
Rize'de bir firmada kurye olarak çalışan Gökhan Gökdemir, Gülbahar Mahallesi'nde yaşadığı 5 katlı apartmanda asansör olmaması nedeniyle market alışverişine çözüm arayışına girdi.
Gökdemir, bunun üzerine evinin balkonu ile marketin yanındaki elektrik direği arasına gerdiği 200 metrelik halata makara sistemi ile sepet yerleştirdi.
Yorgun olduğunda merdiven inip çıkmak ve rampa yürümek istemeyen Gökdemir, kurduğu ilkel teleferikle markete gitmeden alışverişini yapıyor.
Telefon ile markettekileri arayıp ihtiyaçlarını bildiren Gökdemir, parayı sepete koyup marketteki görevliye gönderiyor, ardından sepete konan malzemeleri iple balkona çekiyor.
"İşten yorgun geliyorum. İn çık zor oluyor"
Gökdemir, gazetecilere yaptığı açıklamada, 15 gün önce market alışverişi için teleferik sistemi kurmaya karar verdiğini söyledi.
Evinin yolunun rampa olduğunu ifade eden Gökdemir, "Ayrıca binada asansör yok. İşten yorgun geliyorum. İn çık zor oluyor. Daha çok yoruluyorum. Artık 5 kat inip çıkmıyorum. Benim için de rahat oldu." dedi.
"Biraz ilginç oldu"
Gökdemir, marketle evinin balkonuna yaklaşık 200 metrelik hat kurduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bir şey lazım olduğu zaman merketi arıyorum. Ekmek ve domatesi ve diğer ihtiyaçlarımı bu şekilde kolayca alıyorum. Görenler tabii ki şaşırdı. 'Ne yaptınız?' diye soranlar oldu. Ben de 'Teleferik kurdum' diye cevap veriyorum. Biraz ilginç oldu."
Sepetin herhangi bir yere çarpmadığını kaydeden Gökdemir, "İçine bir şey konulduğu zaman düşmüyor. Sadece içine para koyunca rüzgardan uçuyor. İlk verdiğim zaman para uçtu. Aşağıya inip parayı aradım." diye konuştu.
Muhabir: Fikret Delal
MARDİN
Sabah saatlerinde Mardin Ovası’nda ekimi yapılan buğday tarlalarına akın eden binlerce sığırcık kuşunun gökyüzünde aynı anda kanat çırpması izleyenleri büyüledi.
Kuşların oluşturduğu şekiller, zaman zaman ayrılıp tekrar birleşmeleri ve ekimi yapılan tarlalara birden konup kalkmaları ilgiyle izlendi.
Görsel şölene tanık olan fotoğraf tutkunları bu anı ölümsüzleştirmek için oluşan manzarayı kaydetti.
Muhabir: Osman Öksüz
Yıldız kayması diye adlandırılan şey atmosfere girdiğinde yanmaya başlayan küçük göktaşlarıdır.
Bulunduğunuz yerde kuşlar uçuş yüksekliğini azalttıysa şiddetli soğuk veya fırtına yakın demektir.
Danimarkalı oyuncak firması LEGO'nun ismi, danca dilinde 'iyi oyunlar' manasına gelen "LEG GODT"ın kısaltmasıdır.
Kanalizasyon kapağının kare altıgen vs. değil de,daire şeklinde olmasının sebebi daire şeklindeki kapağın yan dönse de içeri düşmemesidir.
Uğur böcekleri 60 km/sa hızla uçabilirler.
Birçok ruj çeşidi balık pulu içerir.
Gözbebeğiniz, aşık olduğunuz insana bakarken yüzde 45 oranında büyür.
Dünyanın en yüksek binası Dubai'deki Burj Khalife'dir. Yüksekliği 828m ve 160 katlıdır.
Eğer Google'ın arama butonuna "do a barrel roll" yazarsanız, tüm ekran bir anda dönmeye başlayacaktır
Su samurları birbirlerinden ayrılmamak için uyurken bile elele tutuşurlar.
Timsah yiyen bir balık türü vardır.
Karıncalar uyumaz…
İSTANBUL
Ata Demirer'in senaryosunu yazıp, Demet Akbağ, Gonca Vuslateri, İlker Aksum, Tarık Ünlüoğlu ve Erkan Can ile oynadığı "Hedefim Sensin" izleyiciyle buluşacak.
Komedi türündeki film, mesleği çiğ köftecilik olan Zekeriya'nın, iki mafya arasında büyük bir husumete sebep olması ve mafya arasındaki çatışmanın akabinde adaya kaçmasıyla burada yaşadığı macerayı konu ediniyor.
Hedefim Sensin'in ana karakteri Zekeriya'ya Ata Demirer hayat verirken, filmin yönetmen koltuğunda Kıvanç Baruönü oturuyor.
"Borç"
Vuslat Saraçoğlu'nun 2018 İstanbul Film Festivali'nde Altın Lale'ye layık görülen filmi "Borç", rahatsızlanan yan komşusunun bakımını üstlenen bir adamın hikayesini ele alıyor.
"Neden Tarkovski Olamıyorum?" filmindeki oyunculuğuyla tanınan Vuslat Saraçoğlu'nun yönetmen koltuğuna oturduğu ilk uzun metrajlı filminde Serdar Orçin, İpek Türktan Kaynak, Rüçhan Çalışkur, Ozan Çelik, Beyti Engin ve Feridun Koç gibi isimler rol alıyor.
"Örümcek Ağındaki Kız"
Fede Alvarez'in yönetmenliğini yaptığı gerilim filmi "Örümcek Ağındaki Kız"da Claire Foy, Sylvia Hoeks, Lakeith Stanfield, Stephen Merchant, Vicky Krieps, Cameron Britton, Sverrir Gudnason ve Claes Bang oynuyor.
"Ejderha Dövmeli Kız" filminin devamı niteliğindeki "Örümcek Ağındaki Kız", Lisbeth Salander ve gazeteci Mikael Blomkvist'in casuslar, siber suçlular ve yozlaşmış devlet organlarının dahil olduğu, geniş çaplı bir gizemi aydınlatmaya çalışmalarını odağına alıyor.
"Suçlu"
Sundance Film Festivali'nde İzleyici Ödülü'ne layık görülen "Suçlu" adlı filmin yönetmen koltuğunda Gustav Möller oturuyor.
Jakob Cedergren, Jacob Lohmann, Laura Bro, Morten Suurballe, Jessica Dinnage ve Omar Shargawi'nin başrollerinde oynadığı film, acil yardım hattında çalışan bir polis memurunun, gece vardiyasında çalan telefonda kaçırılan bir kadının olduğunu öğrenmesinin ardından, kadını kurtarmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor.
"Yeşil Rehber"
Mahershala Ali, Viggo Mortensen, Linda Cardellini, Don Stark Sebastian Maniscalco, P.J. Byrne, Brian Stepanek ve Nick Vallelonga'nın rol aldığı "Yeşil Rehber"in yönetmen koltuğunda Peter Farrelly oturuyor.
"Moonlight" ile 2016'da Oscar'a layık görülen Mahershala Ali'nin ünlü piyanist Don Shirley'ye hayat verdiği "Yeşil Rehber"de, Shirley'nin fedaisi Tony Lip rolünde seyirci karşısına iki kez Oscar adaylığına layık görülen Viggo Mortensen çıkıyor.
Dram ağırlıklı biyografi türündeki film, ünlü bir piyanist ve konser turu kapsamında onun şoförü olarak çalışan Tony'nin hikayesini anlatıyor.
"Hindistan Eşkıyaları"
Vijay Krishna Acharya'nın yazıp yönettiği "Hindistan Eşkıyaları" adlı filmin başrollerinde Hint sinemasının ünlü aktörlerinden Aamir Khan ile Katrina Kaif, Amitabh Bachchan, Abdul Quadir Amin ve Fatima Sana Shaikh oynuyor.
1795 yılında Hint Yarımadası'nın "Hindostan" olarak bilindiği yıllarda yaşanan bir olayı odağına alan film, macera ve aksiyon meraklılarının ilgisini çekmeye aday.
"Kötülük İçinde"
Scott Jeffrey'in yönettiği "Kötülük İçinde", huzurlu bir ortamda dinlenmek için şehir dışında konaklayan genç bir kızın kapısına bir rahibenin gelmesiyle gelişen olayları konu ediniyor.
Korku türündeki İngiltere yapımı filmde Becca Hirani, Lucy Chappell, Tiffany-Ellen Robinson ve Thomas Mailand gibi isimler rol alıyor.
Muhabir: Melik Fırat Yücel
TUNCELİ - Sidar Can Eren
İstanbul'da yaklaşık 18 yıl yaşadıktan sonra eşiyle beraber 3 yıl önce memleketi Tunceli'ye dönen 58 yaşındaki Fatma Çeri, hayvancılıkla uğraşmaya başladı.
Ovacık ilçesi Pulur Mahallesi Efkar Tepe Höyüğü mevkisinde bulunan arazisine ilk etapta ahır yaptıran Fatma Çeri, iki inek besleyerek, bir taraftan tavuk yetiştiriciliğine yöneldi.
Zamanla inekleri ve tavukları için ahır çevresinde gezinen tilki, kurt ve domuz gibi yabani hayvanların tehdit oluşturduğunu fark eden Çeri, Kangal köpeği beslemeye başladı.
Kısa sürede ahırı koruyan Kangal köpeği sayısı dörde yükseldi. Çeri, bir süre sonra sokaktaki 3 sahipsiz kediye de kucak açtı.
"Kediler, köpeklerin kucağında yatıyor, birlikte yemek yiyorlar"
Fatma Çeri'nin "Coni", "Gurce", "Duman" ve "Haydut" adını verdiği köpekleri ile "Tombili", "Çakıl" ve "Topitam" isimli kedileri arasında bir süre sonra şaşırtan bir dostluk gelişti.
Günün büyük bir bölümünü birlikte geçiren köpekler ile kediler, birlikte yemek yiyor, oynuyor ve koyun koyuna yatıyor.
Hayvanların sahibi Fatma Çeri, AA muhabirine, yaptığı açıklamada, köpeklerini ve kedilerini çocukları gibi sevdiğini belirtti.
Çeri, "Köpeklerime ve kedilerine çok düşkünüm. Kedilerimden birini kapının önünde buldum. Kucağıma koyup ahıra getirdim. Ahırın önünde bağlı olan köpekler kediyi görünce kızdılar, havladılar. Ben de köpeklere kızdım ve 'hayır bunlar bizim kedilerimiz karışmayacaksınız' dedim. Ondan sonra köpekler ve kediler birbirini sevmeye başladı. Kediler, köpeklerin kucağında yatıyor, birlikte yemek yiyorlar." diye konuştu.
Köpekler ve kedilerin dostluğuna kendisinin de şaşırdığını belirten Çeri, "Onlara süt ve kaşar veriyorum. Onlarla konuşuyorum, sohbet ediyorum. Kucağıma geliyorlar. Çocuklarım şimdi uzakta ama onların hasretini kedileri ve köpekleri severek gideriyorum." dedi.
Moda günümüzde genel olarak giyim tarzına verilen isim gibi görülse de aslında sadece “dönemin popüler giyim tercihleri“ anlamına gelmez. Genel davranışları, sanatı, edebiyatı, yemek kültürünü, müziği, tiyatroyu ve birçok farklı toplumsal beğeniyi anlatmak için de kullanılır. Giyim tercihlerimiz de dinlediğimiz müzik, izlediğimiz filmler, yaptığımız sporlar ve okuduğumuz kitaplar gibi kişiliğimizi yansıtır aslında.
Dergimizin bu köşesinde kültür, sanat ve sezonun trendlerinden bahsedeceğiz. 23 Eylül itibariyle sonbahar mevsimine girmiş bulunuyoruz. Peki içinde bulunduğumuz sonbahar sezonunun trendleri neler?
Sonbahara en çok yakışan renkler toprak tonları bu sezon da karşımıza çıkıyor. Dış giyimin vazgeçilmezi olan paltolara ve kazaklara en çok yakışan toprak renklerini haki aksesuarlarla kombinleyebilirsiniz.
Bu sezon haki rengine özellikle sonbaharın en popüler parçası olan klasik trençkot’larda çok rastlayacaksınız. Ayrıca bu tonu sadece sokak stilinde değil, kırmızı aksesuarlarla tamamlayarak gece şıklığı için veya siyah bir çantayla ofis kombini olarak da deneyebilirsiniz. Geçen kış oldukça popüler olan ve severek kullanılan kırmızı aksesuarların modası da geçmiyor. Özellikle ayakkabılarda kırmızının etkisini bu sezon daha net göreceksiniz.
Güneşli sonbahar günlerinde, göl kenarında yaptığınız uzun ve keyifli yürüyüşlerde hem konforlu hem de sizi sıcak tutacak bir giyim arayışındaysanız, şıklığınızdan ödün vermeyerek tercihinizi poncho’dan yana kullanabilirsiniz. Bu sezon battaniyeye benzer büyük parcalar moda haftalarinda göz önündeydi.
Sonbaharda dış giyimin en popüler parçası olarak görmeye alışık olduğumuz deri ise bu sene elbise ve etek olarak karşımıza çıkıyor. Beyaz, uzun kollu gömlekler ve opak çoraplarla kombinleyebileceğiniz deri etekler, ofislerin vazgeçilmezi olmaya hazırlanıyor.
Çoraplardan bahsetmişken, geçen sezon trend olan file çoraplar, sonbaharda farklı tasarımlarla sokak stilinde yer alıyor. File çorapları uzun çizmeler ve kazak elbiselerle kombinleyip, klasik tarzınıza heyecan katabilirsiniz.
İş hayatınızda, günlük yaşamınızda ve özel günlerde tarzınızı en iyi şekilde yansıtabileceğiniz huzurlu ve şık bir sezon dileriz.
Yazan: Tuğba Aslan
Avrupa'nın en büyük tema parkı olma özelliğini taşıyan Ankapark, "Wonderland Eurasia" ismiyle 20 Mart Çarşamba günü kapılarını ziyaretçilerine açacak.
Wonderland Eurasia Genel Müdürü Cem Uzan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce 25 Mart'ta açılışını yapacaklarını duyurdukları parkın açılışını öne çektiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla açılışı gerçekleştirmek istediklerini ifade eden Uzan, "Bütün oyuncakları tek tek test ederek çalıştırdık. 20 Mart itibarıyla halkımızı bekliyoruz. Parkta 26 büyük oyuncak, 180 orta büyüklükte olmak üzere toplamda 2 bin 117 oyuncak, 1 milyon 300 bin metrekare toplam alanımız, 13 büyük kışlık ve yazlık kullanabililen oyun çadırlarımız var." diye konuştu.
"Hedef Yıllık 5 milyon ziyaretçi"
Giriş ücretini 25 lira olarak belirlediklerini aktaran Uzan, Wonderland Eurasia'ya ilk yıl 5 milyon ziyaretçi getirmeyi hedeflediklerini, sonraki yıllarda bu hedefi geçmeyi planladıklarını kaydetti.
Uzan, "Günümüz teknolojilerinin en son örneklerinin kullanıldığı ve yeşil alanlarının bolluğuyla nefes alabileceğiniz tema park hem başkente ve tüm Türkiye'ye değer katacak hem de 5 milyon turiste yapacağı ev sahipliğiyle iç ve dış turizme önemli katkıda bulunacak. Parkın hizmete girmesiyle ilk aşamada bin 400 kişiye istihdam yaratarak, ülke ekonomisine de büyük katkı sağlanacak." şeklinde konuştu.
"Bir günde gezmek imkansız"
Her yaştan ziyaretçinin ve ailelerin eğlenmesi ve hoşça vakit geçirebilmesi için hazırlanan eğlence ünitelerinin unutulmaz anılara da ev sahipliği yapacağına dikkati çeken Uzan, Wonderland Eurasia'nın nostalji kadar hayal dünyasına kaçışı, botanik çeşitliliği ile ayrıca özel ve ilginç bir dünyanın içinde yeni heyecanlar yaşatacağını vurguladı.
Wonderland Eurasia'yı bir günde gezmenin neredeyse imkansız olduğuna değinen Uzan, "Bu doğrultuda yerli ve yabancı misafirlerin konaklama ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Crowne Plaza da park bünyesine dahil edildi." ifadelerini kullandı.
Ankara
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Facebook, Instagram ve Whatsapp servislerinde global seviyede sorunlar yaşandığını ve Türkiye'de de kısmen hissedildiğini bildirerek, "Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi @trcert ekiplerimiz siber olayları ve hizmet sürekliliğini 7/24 takip etmektedir." ifadesini kullandı.
Sayan, twitter hesabından sosyal iletişim ağlarında yaşanan sorunlara ilişkin paylaşımda bulundu.
Facebook, Instagram ve Whatsapp servislerinde global seviyede sorunlar yaşandığını ve bu durumun kısmen Türkiye'de de hissedildiğini belirten Sayan, Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi @trcert ekiplerinin siber olayları ve hizmet sürekliliğini 7/24 takip ettiğini kaydetti.
ANTALYA - Hatice Özdemir Tosun
Antalya'da yetiştirilen yenilebilir çiçekler, yemeklere, salatalara ve tatlılara hem görsellik hem lezzet katarken, 14 Şubat Sevgililer Günü hediyesi olarak da ilgi görüyor.
Serik ilçesinde yaklaşık iki dönümlük alanda üretilen latin, elektrik, deniz yıldızı ve mor gibi türlerine göre farklı isimleri bulunan 10 çeşit yenilebilir çiçek, 5 yıldızlı otellerin ve lüks restoranların sofralarını süslüyor.
Üretimi gerçekleştiren Erüst Tarım Pazarlama Direktörü Burak Akbulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çiçeklerin farklı aromalar içerdiğini söyledi. Tere ve roka karışımı tadındaki latin çiçeğinin balık ve salatalarda kullanıldığını dile getiren Akbulut, menekşe ile mor ve beyaz violanın da genellikle tatlı ve pasta süslemelerinde tercih edildiğini belirtti.
Fasulye çiçeğinin bakliyat tadında olduğunu, tüm yemeklerde kullanılabildiğini kaydeden Akbulut, fesleğen çiçeğinin ise en fazla salatalara ve özellikle et yemeklerine çok yakıştığını anlattı.
"En çok elektrik çiçeği ilgi görüyor"
Tüketicilerin en fazla ilgiyi elektrik çiçeğine gösterdiğini belirten Akbulut, "Elektrik çiçeğimiz çok meşhur. Onu yediğimiz zaman ağzımızda ufak iğnelenmeler yapmakta ve hafif uyuşukluk oluşmakta. Çiçekteki aroma tükürük bezinin daha fazla çalışmasını sağlıyor. Bundan sonra yemiş olduğumuz tatların aromasını daha yoğun bir şekilde alabiliyoruz." diye konuştu.
Elektrik çiçeğinin genellikle patates üzerine rendelenip fırında pişirildiğinde çok güzel bir tat oluşturduğunu anlatan Akbulut, bu tarifi herkese önerdi.
Yenilebilir çiçekleri özellikle 5 yıldızlı otellerin ve lüks restoranların aşçılarının çokça kullandığını ifade eden Akbulut, ürün çeşidinin artırılması yönünde talep aldıklarını belirtti. Akbulut, "Bizden daha fazla çeşit üretmemizi istiyorlar. Biz de daha farklı tatlar için Ar-Ge çalışmalarımızı devam ettiriyoruz, farklı lezzetler üzerinde denemeler yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Rusya ve Arap ülkelerine ihraç ediyoruz"
Ürettikleri yenilebilen çiçeklerin geçmişte Türk mutfağında bulunduğunu dile getiren Akbulut, unutulan tatları yeniden sofralara taşıdıklarını söyledi.
Üretilen yenilebilir çiçeklerin büyük bir bölümünün iç piyasada satıldığını anlatan Akbulut, "Geçen yıl 80 bin paket satış gerçekleşti, bu yıl 100 bin paketin üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Yaklaşık yüzde 20 civarında ihracatımız var. Geçen yıl 16 bin paket yurt dışına satış yaptık. Özellikle Rusya ve Arap ülkelerine ihraç ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Firmanın ürettiği yenilebilir çiçekler, 14 Şubat Sevgililer Günü'nün hediyeleri arasına da girdi.
Salatalara, tatlılara, yemeklere görsellik ve lezzet katan çiçekler, sevgilileri de büyülüyor.
RİZE
Rize'de bir firmada kurye olarak çalışan Gökhan Gökdemir, Gülbahar Mahallesi'nde yaşadığı 5 katlı apartmanda asansör olmaması nedeniyle market alışverişine çözüm arayışına girdi.
Gökdemir, bunun üzerine evinin balkonu ile marketin yanındaki elektrik direği arasına gerdiği 200 metrelik halata makara sistemi ile sepet yerleştirdi.
Yorgun olduğunda merdiven inip çıkmak ve rampa yürümek istemeyen Gökdemir, kurduğu ilkel teleferikle markete gitmeden alışverişini yapıyor.
Telefon ile markettekileri arayıp ihtiyaçlarını bildiren Gökdemir, parayı sepete koyup marketteki görevliye gönderiyor, ardından sepete konan malzemeleri iple balkona çekiyor.
"İşten yorgun geliyorum. İn çık zor oluyor"
Gökdemir, gazetecilere yaptığı açıklamada, 15 gün önce market alışverişi için teleferik sistemi kurmaya karar verdiğini söyledi.
Evinin yolunun rampa olduğunu ifade eden Gökdemir, "Ayrıca binada asansör yok. İşten yorgun geliyorum. İn çık zor oluyor. Daha çok yoruluyorum. Artık 5 kat inip çıkmıyorum. Benim için de rahat oldu." dedi.
"Biraz ilginç oldu"
Gökdemir, marketle evinin balkonuna yaklaşık 200 metrelik hat kurduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bir şey lazım olduğu zaman merketi arıyorum. Ekmek ve domatesi ve diğer ihtiyaçlarımı bu şekilde kolayca alıyorum. Görenler tabii ki şaşırdı. 'Ne yaptınız?' diye soranlar oldu. Ben de 'Teleferik kurdum' diye cevap veriyorum. Biraz ilginç oldu."
Sepetin herhangi bir yere çarpmadığını kaydeden Gökdemir, "İçine bir şey konulduğu zaman düşmüyor. Sadece içine para koyunca rüzgardan uçuyor. İlk verdiğim zaman para uçtu. Aşağıya inip parayı aradım." diye konuştu.
Muhabir: Fikret Delal
MARDİN
Sabah saatlerinde Mardin Ovası’nda ekimi yapılan buğday tarlalarına akın eden binlerce sığırcık kuşunun gökyüzünde aynı anda kanat çırpması izleyenleri büyüledi.
Kuşların oluşturduğu şekiller, zaman zaman ayrılıp tekrar birleşmeleri ve ekimi yapılan tarlalara birden konup kalkmaları ilgiyle izlendi.
Görsel şölene tanık olan fotoğraf tutkunları bu anı ölümsüzleştirmek için oluşan manzarayı kaydetti.
Muhabir: Osman Öksüz
Yıldız kayması diye adlandırılan şey atmosfere girdiğinde yanmaya başlayan küçük göktaşlarıdır.
Bulunduğunuz yerde kuşlar uçuş yüksekliğini azalttıysa şiddetli soğuk veya fırtına yakın demektir.
Danimarkalı oyuncak firması LEGO'nun ismi, danca dilinde 'iyi oyunlar' manasına gelen "LEG GODT"ın kısaltmasıdır.
Kanalizasyon kapağının kare altıgen vs. değil de,daire şeklinde olmasının sebebi daire şeklindeki kapağın yan dönse de içeri düşmemesidir.
Uğur böcekleri 60 km/sa hızla uçabilirler.
Birçok ruj çeşidi balık pulu içerir.
Gözbebeğiniz, aşık olduğunuz insana bakarken yüzde 45 oranında büyür.
Dünyanın en yüksek binası Dubai'deki Burj Khalife'dir. Yüksekliği 828m ve 160 katlıdır.
Eğer Google'ın arama butonuna "do a barrel roll" yazarsanız, tüm ekran bir anda dönmeye başlayacaktır
Su samurları birbirlerinden ayrılmamak için uyurken bile elele tutuşurlar.
Timsah yiyen bir balık türü vardır.
Karıncalar uyumaz…
İSTANBUL
Ata Demirer'in senaryosunu yazıp, Demet Akbağ, Gonca Vuslateri, İlker Aksum, Tarık Ünlüoğlu ve Erkan Can ile oynadığı "Hedefim Sensin" izleyiciyle buluşacak.
Komedi türündeki film, mesleği çiğ köftecilik olan Zekeriya'nın, iki mafya arasında büyük bir husumete sebep olması ve mafya arasındaki çatışmanın akabinde adaya kaçmasıyla burada yaşadığı macerayı konu ediniyor.
Hedefim Sensin'in ana karakteri Zekeriya'ya Ata Demirer hayat verirken, filmin yönetmen koltuğunda Kıvanç Baruönü oturuyor.
"Borç"
Vuslat Saraçoğlu'nun 2018 İstanbul Film Festivali'nde Altın Lale'ye layık görülen filmi "Borç", rahatsızlanan yan komşusunun bakımını üstlenen bir adamın hikayesini ele alıyor.
"Neden Tarkovski Olamıyorum?" filmindeki oyunculuğuyla tanınan Vuslat Saraçoğlu'nun yönetmen koltuğuna oturduğu ilk uzun metrajlı filminde Serdar Orçin, İpek Türktan Kaynak, Rüçhan Çalışkur, Ozan Çelik, Beyti Engin ve Feridun Koç gibi isimler rol alıyor.
"Örümcek Ağındaki Kız"
Fede Alvarez'in yönetmenliğini yaptığı gerilim filmi "Örümcek Ağındaki Kız"da Claire Foy, Sylvia Hoeks, Lakeith Stanfield, Stephen Merchant, Vicky Krieps, Cameron Britton, Sverrir Gudnason ve Claes Bang oynuyor.
"Ejderha Dövmeli Kız" filminin devamı niteliğindeki "Örümcek Ağındaki Kız", Lisbeth Salander ve gazeteci Mikael Blomkvist'in casuslar, siber suçlular ve yozlaşmış devlet organlarının dahil olduğu, geniş çaplı bir gizemi aydınlatmaya çalışmalarını odağına alıyor.
"Suçlu"
Sundance Film Festivali'nde İzleyici Ödülü'ne layık görülen "Suçlu" adlı filmin yönetmen koltuğunda Gustav Möller oturuyor.
Jakob Cedergren, Jacob Lohmann, Laura Bro, Morten Suurballe, Jessica Dinnage ve Omar Shargawi'nin başrollerinde oynadığı film, acil yardım hattında çalışan bir polis memurunun, gece vardiyasında çalan telefonda kaçırılan bir kadının olduğunu öğrenmesinin ardından, kadını kurtarmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor.
"Yeşil Rehber"
Mahershala Ali, Viggo Mortensen, Linda Cardellini, Don Stark Sebastian Maniscalco, P.J. Byrne, Brian Stepanek ve Nick Vallelonga'nın rol aldığı "Yeşil Rehber"in yönetmen koltuğunda Peter Farrelly oturuyor.
"Moonlight" ile 2016'da Oscar'a layık görülen Mahershala Ali'nin ünlü piyanist Don Shirley'ye hayat verdiği "Yeşil Rehber"de, Shirley'nin fedaisi Tony Lip rolünde seyirci karşısına iki kez Oscar adaylığına layık görülen Viggo Mortensen çıkıyor.
Dram ağırlıklı biyografi türündeki film, ünlü bir piyanist ve konser turu kapsamında onun şoförü olarak çalışan Tony'nin hikayesini anlatıyor.
"Hindistan Eşkıyaları"
Vijay Krishna Acharya'nın yazıp yönettiği "Hindistan Eşkıyaları" adlı filmin başrollerinde Hint sinemasının ünlü aktörlerinden Aamir Khan ile Katrina Kaif, Amitabh Bachchan, Abdul Quadir Amin ve Fatima Sana Shaikh oynuyor.
1795 yılında Hint Yarımadası'nın "Hindostan" olarak bilindiği yıllarda yaşanan bir olayı odağına alan film, macera ve aksiyon meraklılarının ilgisini çekmeye aday.
"Kötülük İçinde"
Scott Jeffrey'in yönettiği "Kötülük İçinde", huzurlu bir ortamda dinlenmek için şehir dışında konaklayan genç bir kızın kapısına bir rahibenin gelmesiyle gelişen olayları konu ediniyor.
Korku türündeki İngiltere yapımı filmde Becca Hirani, Lucy Chappell, Tiffany-Ellen Robinson ve Thomas Mailand gibi isimler rol alıyor.
Muhabir: Melik Fırat Yücel
TUNCELİ - Sidar Can Eren
İstanbul'da yaklaşık 18 yıl yaşadıktan sonra eşiyle beraber 3 yıl önce memleketi Tunceli'ye dönen 58 yaşındaki Fatma Çeri, hayvancılıkla uğraşmaya başladı.
Ovacık ilçesi Pulur Mahallesi Efkar Tepe Höyüğü mevkisinde bulunan arazisine ilk etapta ahır yaptıran Fatma Çeri, iki inek besleyerek, bir taraftan tavuk yetiştiriciliğine yöneldi.
Zamanla inekleri ve tavukları için ahır çevresinde gezinen tilki, kurt ve domuz gibi yabani hayvanların tehdit oluşturduğunu fark eden Çeri, Kangal köpeği beslemeye başladı.
Kısa sürede ahırı koruyan Kangal köpeği sayısı dörde yükseldi. Çeri, bir süre sonra sokaktaki 3 sahipsiz kediye de kucak açtı.
"Kediler, köpeklerin kucağında yatıyor, birlikte yemek yiyorlar"
Fatma Çeri'nin "Coni", "Gurce", "Duman" ve "Haydut" adını verdiği köpekleri ile "Tombili", "Çakıl" ve "Topitam" isimli kedileri arasında bir süre sonra şaşırtan bir dostluk gelişti.
Günün büyük bir bölümünü birlikte geçiren köpekler ile kediler, birlikte yemek yiyor, oynuyor ve koyun koyuna yatıyor.
Hayvanların sahibi Fatma Çeri, AA muhabirine, yaptığı açıklamada, köpeklerini ve kedilerini çocukları gibi sevdiğini belirtti.
Çeri, "Köpeklerime ve kedilerine çok düşkünüm. Kedilerimden birini kapının önünde buldum. Kucağıma koyup ahıra getirdim. Ahırın önünde bağlı olan köpekler kediyi görünce kızdılar, havladılar. Ben de köpeklere kızdım ve 'hayır bunlar bizim kedilerimiz karışmayacaksınız' dedim. Ondan sonra köpekler ve kediler birbirini sevmeye başladı. Kediler, köpeklerin kucağında yatıyor, birlikte yemek yiyorlar." diye konuştu.
Köpekler ve kedilerin dostluğuna kendisinin de şaşırdığını belirten Çeri, "Onlara süt ve kaşar veriyorum. Onlarla konuşuyorum, sohbet ediyorum. Kucağıma geliyorlar. Çocuklarım şimdi uzakta ama onların hasretini kedileri ve köpekleri severek gideriyorum." dedi.
Moda günümüzde genel olarak giyim tarzına verilen isim gibi görülse de aslında sadece “dönemin popüler giyim tercihleri“ anlamına gelmez. Genel davranışları, sanatı, edebiyatı, yemek kültürünü, müziği, tiyatroyu ve birçok farklı toplumsal beğeniyi anlatmak için de kullanılır. Giyim tercihlerimiz de dinlediğimiz müzik, izlediğimiz filmler, yaptığımız sporlar ve okuduğumuz kitaplar gibi kişiliğimizi yansıtır aslında.
Dergimizin bu köşesinde kültür, sanat ve sezonun trendlerinden bahsedeceğiz. 23 Eylül itibariyle sonbahar mevsimine girmiş bulunuyoruz. Peki içinde bulunduğumuz sonbahar sezonunun trendleri neler?
Sonbahara en çok yakışan renkler toprak tonları bu sezon da karşımıza çıkıyor. Dış giyimin vazgeçilmezi olan paltolara ve kazaklara en çok yakışan toprak renklerini haki aksesuarlarla kombinleyebilirsiniz.
Bu sezon haki rengine özellikle sonbaharın en popüler parçası olan klasik trençkot’larda çok rastlayacaksınız. Ayrıca bu tonu sadece sokak stilinde değil, kırmızı aksesuarlarla tamamlayarak gece şıklığı için veya siyah bir çantayla ofis kombini olarak da deneyebilirsiniz. Geçen kış oldukça popüler olan ve severek kullanılan kırmızı aksesuarların modası da geçmiyor. Özellikle ayakkabılarda kırmızının etkisini bu sezon daha net göreceksiniz.
Güneşli sonbahar günlerinde, göl kenarında yaptığınız uzun ve keyifli yürüyüşlerde hem konforlu hem de sizi sıcak tutacak bir giyim arayışındaysanız, şıklığınızdan ödün vermeyerek tercihinizi poncho’dan yana kullanabilirsiniz. Bu sezon battaniyeye benzer büyük parcalar moda haftalarinda göz önündeydi.
Sonbaharda dış giyimin en popüler parçası olarak görmeye alışık olduğumuz deri ise bu sene elbise ve etek olarak karşımıza çıkıyor. Beyaz, uzun kollu gömlekler ve opak çoraplarla kombinleyebileceğiniz deri etekler, ofislerin vazgeçilmezi olmaya hazırlanıyor.
Çoraplardan bahsetmişken, geçen sezon trend olan file çoraplar, sonbaharda farklı tasarımlarla sokak stilinde yer alıyor. File çorapları uzun çizmeler ve kazak elbiselerle kombinleyip, klasik tarzınıza heyecan katabilirsiniz.
İş hayatınızda, günlük yaşamınızda ve özel günlerde tarzınızı en iyi şekilde yansıtabileceğiniz huzurlu ve şık bir sezon dileriz.
Yazan: Tuğba Aslan