Yazan: Uzman Psikolog Mine Kocaballı
Hayatımızın değişik dönemlerinde farklı yaşlarda o dönem ve yaşlara özgü hedefler, sorumluluklar, beklentilerin yanısıra korku, stres ve kaygılarla da karşı karşıya kalırız. Hele ki hedeflerimiz için girip de başarılı olmamız gereken bir sınavımız varsa kaygı diye tanımlayacağımız bir sürecin içine düşmüş buluruz kendimizi.
Öncelikle Kaygı dediğimizde aklımıza ilk ne geliyor?
KAYGI nedir?
Kaygı insanın en temel duygularından birisi olarak hepimizin zaman zaman yaşadığı ve yaşamımızı çeşitli şekillerde etkileyen bir durumdur. Kaygı, en küçük sorunlara karşı gösterilen hafif endişelerden başlayarak, insanın bir konuda düşüncelerini toplamaktan, belleğini kullanmaktan yoksun kılacak duruma kadar yoğunlaşabilir.
Kaygı genel olarak olumsuz bir durum olarak değerlendirilse de aslında hayatımızı sürdürmemiz için son derece gereklidir. Bir miktar kaygı duymazsak ne ders çalışırız, ne sınava gireriz. Kısaca, kaygının az miktarı yaşamsal öneme sahiptir. Ancak insanın kaygıları sürekli olursa insanı uyumsuzluğa, başarısızlığa sürükler, işlerini yapamaz hale getirir.
Kaygısı normalin üzerinde olan kişiler bu durumları bir tehdit olarak algılarlar ve kendileriyle olumsuz bir diyalog içine girerler. Gerçek dışı ve karamsar bir düşünce tarzını seçerler.
Normal düzeyde kaygı yaşayan kişiler, kaygılı hallerini performanslarını göstermede bir ipucu ve fırsat olarak algılarlar. Bu seviyede kaygı bizim dostumuzdur.
Belli bir seviyeden sonrasında her duygu gibi kaygı da kişiye yaşattığı aşırı endişe hali ve sıkıntılı durumlar yüzünden zorluklarla karşılaşır, dikkat dağınıklığı, hafıza zayıflığı vb. durumlarla karşılaşabilirler.
SINAV/PERFORMANS KAYGISI
Kaygının en yaygın olanı, çocukların ve gençlerin akademik başarısını da düşürebilen, potansiyellerini tam anlamıyla ortaya koymalarına engelleyen, yaşantısal ve mesleki kararlarını olumsuz etkileyen sınav/performans kaygısı ise; performans gerektiren durumlar öncesinde/ o anda ortaya çıkan özellikle başarısızlıkla ilgili olumsuz duygu, düşünce ve davranışlardan kaynaklanır. Örneğin;“kendimi veremiyorum”, “okuduklarımı anlamıyorum”, “ya bu sınavdan iyi sonuç alamazsam?”, “ ben zaten yeteneksiz, beceriksiz biriyim” gibi içsel cümlelerdir.
Sınav/performans kaygımızın varlığını anlamak bu kaygının belirtilerini tarif etmekle de mümkün olabilir. Bunlar;
Düşünsel belirtiler; Dikkatini vermede zorlanma, Dikkat dağınıklığı, Kontrolünü yitirme kaygısı, Bedensel tepki-Olumsuz Düşünce döngüsü kaygıyı bu döngüye ekler.
Davranışsal belirtiler ise; Kaygı yaratan durumlardan yani burada konumuz sınav olduğu için “Sınavdan kaçınma davranışı”; sınava girmeme, geç kalmak için bilinç dışı çabalama psikosomatik rahatsızlıkların fiziksel gerçekliği yoktur ve temeli psikolojiktir. Mesela karın ağrısı, şiddetli baş ağrısı vb.) Bir diğer davranışsal belirti ise “Sınav anında dona kalma” halidir.
Gelecek ay Uzman Psikolog Mine Kocaballı’nın kaygıyı azaltacak pratik önerilerini siz değerli okuyucularımız ile paylaşacağız.
KAYGI DOSTUMUZ MUDUR?
Tools
Typography
- Font Size
- Default
- Reading Mode