21 Ara 2024
BT Content Showcase - модуль joomla Книги

Renkleri Suda Süzülen Sanat: Ebru

KÜLTÜR & SANAT
Typography

Ebru sanatından bahsedince aklınıza ne geliyor? Belki ebru kâğıdının narince sudan kaldırılış anıyla ortaya çıkan güzellik, belki de dikkat ve sabır isteyen klasik motifler gözünüzün önüne gelebilir.

Ebru sanatının belki de en çarpıcı iki özelliği her ebruyu yapmak için tek bir şansınız olması ve her ebrunun eşsiz ve benzersiz olmasıdır. Ebru sanatı renk, gelenek ve sabrı birleştirir. Bu sanatın tarihçesini ve tekniklerini öğrenmek için yazımızı okuyun. Eminiz ebruyla ilgili bugüne kadar bilmediğiniz en az birkaç şey öğreneceksiniz!

Ebru Sanatının Tarihçesi

Ebru sanatı, en eski kâğıt süsleme sanatlarındandır. Kelime olarak ebru Orta Asya dillerinden Çağatayca’da “hare gibi, damarlı” anlamına gelen ‘Ebre’den türemiştir. Orta Asya’dan, İpek Yoluyla İran’a gelen sanat, burada ‘Abru’ (su yüzü) veya ‘Ebri’ (bulut gibi) ismini alıp Anadolu’da ‘Ebru’ olarak dile yerleşti. Osmanlı Devleti döneminde altın çağını yaşayan sanat, daha sonra 17. yüzyılda diplomatlar, tüccarlar ve gezginler sayesinde Avrupa’da ‘Türk kâğıdı’ adıyla tanındı. Ebrulanmış kağıtlar önceleri resmi devlet belgelerinde yazışmaların yapılması için kullanılırdı. Bunun için ince ve zarif desenli kağıtlar zemin olarak tercih edilirdi. Ebru sanatı, günümüzde “marbling” ismiyle de uluslararası arenada tanınmaktadır.

Ebru Yapmak İçin Gerekli Malzemeler

Ebrunun kendisi ne kadar özen ve dikkat istiyorsa, ebruyu kâğıda geçirmek için kullanılan malzemeler de o kadar kendine hastır. Gelişen teknolojiye ayak uyduran yönleri olsa da Ebru için kullanılan malzemeler özünde pek değişmemiştir.

Öncelikle renklerin güzelliğini yansıtmak için Ebru yapımında doğal malzemelerden elde edilen toprak boyalar kullanılır. Kullanılan fırçalar, esneklik ve neme dayanıklılığı için gül ağacı dalından ve at kuyruğundan, geleneksel olarak, ebrucunun kendisi tarafından yapılmış fırçalardır.

Ebru kağıdının yerleştirildiği hazneye tekne adı verilir. Tekneler dayanıklılık ve temizleme kolaylığı açısından günümüzde genelde çelikten yapılır. Teknedeki suyun boyaları yüzeyde tutması için belli bir yoğunlukta olması gerekir; bu yoğunluk kitre (gevenotu) ile sağlanır. Plaka ya da şeritler halindeki kitrenin yapışkanlık özelliği fazla değildir. Kitre aynı zamanda eczacılık, dokuma, kozmetik sanayilerinde de kullanılır.

Yapılışı ve Teknikler

Teknenin içindeki kitreli su belli bir kıvamda hazırlandıktan sonra fırça yardımıyla boya damlatılır, boyalar suda yayılır. Sudaki yoğunluk boyaların birbirine karışmadan yayılmasını sağlar. Bu yayılmaya desen ekleyip eklememek, yani müdahale etmek, sanatçıya kalmıştır. Sanatçı bu esnada farklı desenler oluşturmak için kullanılan battal, şal, gelgit, tarak, buket tarak, bülbül yuvası gibi isimler taşıyan çeşitli zemin teknikleri uygulayabilir.

Daha sonra ebru yapılacak kâğıt, teknenin bir tarafından yavaş yavaş suya yatırılmaya başlanır. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken su ile kâğıt arasında hava kalmamasıdır. Eğer hava kalan bir bölüm olursa orası boya almayacağından ebru olmaz. Kâğıdın suya kapatılmasından 10-15 saniye sonra desen kâğıda geçmiş olur ve sanatçı kâğıdı kendi tarafındaki köşelerden tutup, öne doğru çekerek su yüzünden kaldırır. Tekneden kaldırılan kâğıt, uzun çıtalar üstünde gölgede kurumaya bırakılır. Kuruyan kağıtlar bir nevi cilalanır, yani rengin ve desenin oraya mühürlenmesi sağlanır. Teknedeki nakışlar ise ancak tek bir kâğıda çıkacağından, ikinci bir ebru için suya yeniden boya serpmek gerekir. Bu açıdan ebru ikinci desenin aynısının tekrar yapılamadığı bir sanattır.

Kültürel Önemi

İşte böylesine sabır, özen ve sevgi isteyen bu sanat, soyut desenler ve değişik hayal dünyalarını yansıtabileceği gibi, hayvan ve çiçek motiflerinin de zarif bir şekilde kâğıda geçirilmesine olanak sağlar. Ebru’nun insana huzur veren, adeta terapi gibi bir özelliği olduğu söylenmektedir.

Osmanlı ve Türk ebru sanatının başlıca ustaları arasında Hatip Mehmet Efendi (öl.1773), Şeyh Sadık Efendi (öl. 1846), Sâmi Efendi (1838-1912), Abdülkadir Efendi (1875-1942), Necmeddin Okyay (1885-1976), Mustafa Düzgünman (1920-1990), Niyazi Sayın (doğ. 1927) sayılabilir. Ayrıca İstanbul Topkapı Sarayı Müzesinde en güzel ebru sanatı örnekleri yakından görülebilir.

27 Kasım 2014 tarihinde Paris’te gerçekleşen UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Hükümetler arası Komite Toplantısında “Ebru Türk Kâğıt Süsleme Sanatı” UNESCO listesine alınmıştır. Günümüz ebru sanatçılarından Garip Ay, Van Gogh’un meşhur “Yıldızlı Geceler” adlı tablosunu ebruyla yaptığı videosunda internette milyonlarca izleyiciye ulaşarak bu sanatın hala yaşayan bir sanat olduğunu gözler önüne sermiştir.