Avrupa Birliği'nin (AB) 28 liderini Brexit, sığınmacılar, Kudüs, Rusya, savunma, sosyal ve ekonomik konuları görüşmek için bir araya getiren AB Liderler Zirvesi başladı.
BRÜKSEL
Avrupa Birliği'nin (AB) 28 liderini Brexit, sığınmacılar, Kudüs, Rusya, savunma, sosyal ve ekonomik konuları görüşmek için bir araya getiren AB Liderler Zirvesi başladı.
Brüksel'de başlayan ve iki gün sürecek zirvenin girişinde basına açıklamalarda bulunan AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB ülkelerinin ancak birlikte hareket edebildiğinde savunma ve Brexit gibi zor konularında ilerleme kaydedebileceğini belirtti.
Yapılandırılmış Daimi İş Birliği (PESCO) projesinin bugün başlatılacağını söyleyen Tusk, zirvenin ikinci gününde ise Brexit müzakerelerinin birinci aşamasının resmi olarak sonlandırılacağını kaydetti.
Tusk, "Brexit müzakerelerinin ikinci aşamasının birlik ve beraberliğimizi test edecek gerçek husus olduğu konusunda hiç şüphem yok." diye konuştu.
Zirvenin ikinci gününde üye ülkeler arasında "birlik olmayan" hususlara odaklanacaklarını ifade eden Tusk, Avrupa Parasal Birlik ve göç konularını ele alacaklarını söyledi.
"AB'nin Kudüs mesajı net bir şekilde duyuldu"
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararına ilişkin, bu konuda AB'nin tutumunun "son derece açık" olduğuna dikkati çekti.
AB'nin Kudüs konusunda birlikte hareket ettiğini vurgulayan Mogherini, "Tüm dünya AB'nin bu konuda nerede durduğunu biliyor. Kudüs'ün 1967 sınırlarında İsrail ve Filistin'in başkenti olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Mogherini, AB'nin net tutumunu, 28 dışişleri bakanının da açık bir mesajla İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya ilettiğini anımsatarak, "Bu mesaj, sadece Arap dostlarımız, Filistinli dostlarımız tarafından değil, aynı zamanda Washington'da, İsrail'de ve uluslararası toplumun genelinde güçlü ve net bir şekilde duyuldu." açıklamasında bulundu.
"Kudüs konusunda ortak ifadeye ihtiyaç olup olmadığı görüşülecek"
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da zirvenin sadece Brexit hakkında olmayacağını söyleyerek, liderlerin savunma ve göç gibi birçok farklı konuyu ele alacağını bildirdi.
Kudüs'e ilişkin ise Macron, “Bu konuda kendimizi ortak bir şekilde ifade etmeye ihtiyaç olup olmadığına bakacağız. Mogherini gerekli açıklamayı yaptı zaten.” dedi.
Macron, göç konusunda AB ülkelerinin ortak bir iltica kanunu konusunda çalışmalar yürütmesi gerektiğini belirtti.
"AB'de dayanışma konusunda keyfiyete dayalı bir tutum olmamalı"
Almanya Başbakanı Angela Merkel de AB Konseyi Başkanı Tusk'ın zorunlu sığınmacı kotası sisteminin kaldırılması yönündeki teklifini eleştirerek, "Dayanışmaya sadece dış sınırlarda göçün düzenlenmesi ve yönlendirilmesinde değil, aynı zamanda birlik içerisinde de ihtiyacımız var. AB ülkeleri arasında dayanışma konusunda böyle keyfiyete dayalı bir tutum olmamalı." diye konuştu.
Avro Bölgesi'nin dünyadaki rekabet gücünü de artırmak istediklerini, bunun için buradaki ekonomilerin birbirleriyle uyumlu hale getirilmesi gerektiğini kaydeden Merkel, şöyle devam etti:
"Burada sadece para konusunu konuşmamamız lazım. Rekabet yeteneğinin artırılması ve kurumsal yapıların daha verimli hale getirilmesi önemli. Yatırdığımız paraların gerçekten iyi kullanılması gerekir. Yarın bu konuları dile getireceğim ve Avro Bölgesi'nin daha da sağlamlaştırılması konusunda gerekli karaları alacağız."
"Hayal kırıklığına uğradım"
İngiltere Başbakanı Theresa May de AB’den ayrılacak olmalarının Avrupa’nın güvenliğine olan yükümlülüklerinden ayrılacakları anlamına gelmediğini ifade etti.
Brexit’e ilişkin May, dün yapılan oylamada Brexit’te son sözü söyleme yetkisini milletvekillerine veren bir değişikliğin kabul edilmesi karşısında hayal kırıklığına uğradığını belirterek, "Ancak yine de ayrılışa ilişkin düzenleme parlamentoda iyi bir ilerleme kaydediyor ve Brexit’i gerçekleştirme yolundayız.” dedi.
"Brexit için hukuki bağlayıcılığı olan metin şart"
Hollanda Başbakanı Mark Rutte de İngiltere Başbakanı Theresa May'in güçlü müzakere kabiliyeti olduğuna dikkati çekerek, "Brexit çerçevesinde geçen cuma varılan anlaşmayı, yanlış anlamaları gidermek için hukuki bağlayıcılığı olan bir metine çevirmemiz gerekiyor." değerlendirmesi yaptı.
Rutte, göç konusunun da zirvede ele alınacağını hatırlatarak, "Göç sorununu çözmek için sonuca odaklı bir tutum belirlemeliyiz. İnsanların AB'ye gelmesine neden olan hususları ortadan kaldırmalıyız." diye konuştu.
"AB üyesi olmayan ülkeler güvenlik konularına dahil edilmeli"
Zirveye davet edilen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de daha güçlü bir Avrupa savunmasını desteklediğini, bunun hem kabiliyet gelişimine hem de yük paylaşımına katkıda bulunacağını söyledi.
Stoltenberg, NATO-AB iş birliğini geliştirirken odaklanılması gereken temel hususlar arasında AB tarafından geliştirilen kabiliyetlerin NATO müttefiklerinin kullanımına açık olması ve NATO-AB kabiliyetleri arasında uyum olması olduğunu belirtti.
İngiltere'nin AB'den ayrılmasının ardından NATO savunma harcamalarının yüzde 80'inin AB üyesi olmayan ülkeler tarafından karşılanacağına dikkati çeken Stoltenberg, "AB üyesi olmayan ülkelerin Avrupa güvenliğine ilişkin konulara tam olarak dahil edilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Üye ülkeler arasında Yapılandırılmış Daimi İşbirliği başlatıldı
Zirvede ilk olarak, savunma politikası kapsamında Yapılandırılmış Daimi İş Birliği (PESCO) projesi ele alındı. İlk oturum sonrası liderler ve PESCO komutanlarının katılımıyla, projenin hayata geçirilmesi dolayısıyla tören düzenlendi. Tören sonunda liderler ve komutanlar aile fotoğrafı çektirdi.
"Bugün bu hayal gerçek oluyor"
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, burada yaptığı açıklamada, Avrupa ortak savunmasına ilişkin düşüncenin yarım asır önce ortaya çıktığını ancak karşılaşılan bazı sorunlar nedeniyle gerçekleşemediğini ifade ederek, "Bugün bu hayal gerçek oluyor. Bugün, Avrupa savunmasını inşa etme irademizin pratikteki karşılığı olan Yapılandırılmış Daimi İş Birliğini yani PESCO'yu başlatıyoruz." dedi.
Tusk, PESCO'nun AB ve müttefikleri için iyi, düşmanları için ise kötü haber olduğunu ifade etti.
25 ülke katıldı, 3 ülke dışarıda kaldı
PESCO'ya Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çekya, Hırvatistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Hollanda, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya, İspanya, İsveç, İrlanda ve Portekiz katılırken, İngiltere, Malta ve Danimarka dışarıda kalmayı tercih etti.
Üye ülkelere birlikte savunma kabiliyetlerini geliştirme imkanı veriyor
Üye ülkeler arasında güvenlik iş birliğini artırmaya imkan sağlayacağı belirtilen PESCO, aynı zamanda üye ülkelere birlikte savunma kabiliyetlerini geliştirme, ortak projelere yatırım yapma ve silahlı kuvvetlerinin harekata hazırlık durumunu güçlendirme imkanı verecek.
PESCO'ya katılan ülkelerin ilk etapta 17 projeye imza atarken, bu projelerin eğitim, kabiliyet gelişimi ve savunma alanında harekat hazırlık durumunun güçlendirilmesine yönelik olduğu belirtildi.
Trump etkili oldu
PESCO'nun bu dönemde hayata geçirilmesinin sebebinin, ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa'nın savunmasına diğer Washington yönetimlerinin aksine önem vermemesi olarak gösteriliyor.
AA
AB Liderler Zirvesi başladı
Tools
Typography
- Font Size
- Default
- Reading Mode