22 Ara 2024
BT Content Showcase - модуль joomla Книги

TÜRK KÜLTÜRÜNÜN MİRASI ‘NASREDDİN HOCA’

EDEBİYAT
Typography

Nasreddin Hoca, Türk yaşam ve düşünme biçimini, fıkralarındaki soru ve cevaplarla ortaya koymuş, değerli bir mizahi şahsiyettir. Nasreddin Hoca’nın hayat hikayesi ile ilgili bilgilerin kesinliği tartışılmış; ancak türbesi haricinde net belge ve bilgiler yoktur. ‘’Bu yüzden hayat hikayesi söylentiler üzerine kurulmuştur. Nasreddin Hoca, bu söylentilere göre 1208’de, Akşehir’in Sivrihisar kazasının Horto köyünde, köy imamı Abdullah Efendi ile Sıdıka Hatun çiftinden, dünyaya gelmiştir. İlk öğrenimini Horto köyünde yapmış, daha sonraları Sivrihisar ve Konya medereselerinde öğrenimine devam ederek tamamlamıştır. Nasreddin Hoca, babası ölünce imamlığı babasının mollası Mehmet Efendiye devrederek Sivrihisar’dan Akşehir’e göç etmiştir. Nasreddin Hoca’nın gerek Akşehir’de gerekse Konya’da kadı yardımcılığı, yani gölge kadılığı yaptığı söylenmektedir. Nasreddin Hoca, Akşehir’de küçük ve mütevazi bir evde hayat sürmüş, bu evde ölmüş, ölünce gömüldüğü mezarın üzerine Selçuklular tarafından bir türbe yapılmıştır. Akşehir’e gidip onun mezarını ziyaret edenler mezar üzerinde ölüm tarihi olarak 386 rakamını görürler. Halbuki bu rakam ters yazılmıştır. Aslı 683’tür. Bu da onun ölüm tarihi olan 1284’e tekabül etmektedir. ‘’(1)
‘’Nasreddin Hoca’yı Timur’la çağdaş gösterenler, Evliya Çelebi Seyahatname’sine dayanmışlardır. Seyahatname’nin 3. Cildinde şöyle denilmektedir: ‘Şehrin kıble yönünün dışındaki ağaçlıkla yol içinde din bilginlerinden, sağlam bilginin simurgu(anka’sı) El-Mevla hazretü’ş-şeyh Hoca Nasreddin gömülüdür. Kendisi Akşehirlidir. Gazi Hüdavendigar’a (1. Murad, 1326-1389 ) yetişip Yıldırım Han döneminde (1389-1402 ) yaşamıştır. Büyük erdemler sahibi olup, hazırcevap, keramet sahiplerinden, filozof, din ve dünya işlerinde doğru ve ılımlı bir kişiydi. Timur ile aynı mecliste bulunmuştur.Timur Han sohbetlerinden hoşlanıp onun hatırı için Akşehir’i bağış tutarak yağmalamamıştır.’’’(2)
Nasredin Hoca, aynı zamanda Türk sözlü kültürünün en önemli bir göstergesi olarak karşımızda durmaktadır. Onun içindir ki, fıkralarına yüzde yüz onundur, denilememektedir. Orta Asya Türk coğrafyasında Molla Nasreddin’in fıkraları anlatılmaktadır. Sözlü kültürün sabit bir noktasının olmayışından, fıkralarındaki benzerliklerden dolayı, Molla Nasreddin’in Nasredin Hoca olduğu varsayılmaktadır. Her ne kadar fıkraların anlatım şekilleri değişik olsa da konularının ve içeriklerinin aynı kaldığı görülmektedir. Eğer olaylar karşısında anlatımımızı daha güçlü yapmak isterisek, hemen Nasreddin Hoca’nın fıkralarından bir tanesini anlatabiliriz. İşte benim seçtiğim üç tane Nasreddin Hoca fıkrasına bakalım. Toplumsal yaşamın kişilik özelliklerini belirttiği, hazırcevaplıkla kötü söze başvurmadan sorunu ve çözümü mizahi bir anlatımla ortaya koyduğu görülmektedir.

El Elin Eşeğini ...
Bir gün subaşının eşeği kaybolmuş. Kasaba halkı hayvanı aramakla görevlendirilmiş. Hoca bağa gidiyormuş. Yolda onu görmüşler:
-Sen de bağlara bakıver, demişler.
Hoca bağına varınca neşelenip türkü söylemeye başlamış. Bağların arasına da bir göz atarmış. Oradakiler:
-Keyfin yerinde Hoca, demişler. Ne dolaşıyorsun ortalıkta?
-Subaşının eşeği kaybolmuş da ona bakıyorum, demiş. Birisi sormuş:
-Türkü söyleyerek eşek aranır mı?
-Eee, demiş Hoca, el elin eşeğini türkü söyleyerek arar!

Çevremize olan duyarlılığımız ve olayları sahiplenişimize bir cevaptır, bu fıkra.

Ye Kürküm Ye!
Hoca’yı bir ziyafete çağırmışlar. Eski cübbesini giyip gitmiş. Kimse kendisine aldırış etmemiş. O da hemen evine dönüp yeni cübbesini, kürkünü giymiş. İkinci gelişinde merdiven başında karşılayıp büyük saygı göstererek yukarı çıkarmış, baş köşeye oturtmuşlar. En iyi yemekleri ona ikram etmişler. Hoca, her yemek gelişte, kürkünün yakasını kaseye ya da tabağa daldırıp:
-Ye kürküm ye! Demeye başlamış.
-Hocam, demişler, ne yapıyorsun?
-Mademki,demiş Hoca, saygı da ikram da kürkedir, yemeğe de o buyursun!

İşte koca dünyadaki insanlar birbirlerini, şekillerine göre yargılamıyor mı? Almış olduğumuz etiket veya maddi gelirimize göre tavır görmüyor muyuz?
Eşeğe Neden Ters Binmiş?
Hoca bir gün, mollalarıyla birlikte camiye giderken eşeğe ters binmiş. Mollalar:
-Hoca Efendi, demişler, niye böyle ters binip rahatsız oluyorsun?
-Eğer doğru binsem siz benim arkamda kalacaksınız, demiş Hoca. Siz önde gitseniz ben arkada kalacağım, yine yüz yüze gelemeyeceğiz. İmdi en doğrusu böyle binmektir!

Yaradana saygı duymak istiyorsak, önce insana saygı duymalıyız. Bedeli eşeğe ters binmek dahi olsa.

Faik ÖZKARACA

Kaynakça:
1) Ferit Ragıp Tuncor, Resimlerle Nasreddin Hoca, 1990 S:5
2) Alpay Kabacalı, Bütün Yönleriyle Nasreddin Hoca,1991 S:17

Türk kökenli siyasetçi Almanya'da bir ilki gerçekl

Terör örgütü yandaşları Almanya'da Türk derneği ve

Türk milletinin şanlı tarihinin dönüm noktası: 30

Berlin'de iki Türk kadına ırkçı saldırı

13 yaşındaki Türk piyanist birincilik ödülü kazand